Hiç yoksul oldunuz mu? Öyle böyle değil. Açlık kaygısı ve yarın ne yiyeceğim düşüncesiyle uykuya daldınız mı? Yoksulluğunuza rağmen, daha fakirlere merhametle gezdiniz mi sokaklarda ve yine de çalmadan, çırpmadan, onurunuzla, dilenmeden yaşadınız mı?
Fakirlik utanılanıcak bir şey değildir. Ama giderilebilecek bir şeydir. Bir zamanlar Hindistan’da bahçeler ve saraylar içinde yaşayan racaların halkın kullandığı metal parayı hiç görmemiş, dokunmamış olmakla övündüklerini okuduklarımızdan hatırlıyoruz. Dünya kuruldu kurulalı, insanların istekleri ve eldeki imkanların dağılışı arasında yoğun bir mücadele yaşanmış.
Günümüzde ise küreselleşme ile birlikte, fakir 3. Dünya ülkeleri ile Modern G-8 ülkeleri arasında artık kapatılamaz bir uçurum var. Öyle ki Afrikalı yoksul bir çocuğu alıp Avrupa’da bir gün geçirmeye zorlasanız, playstationlar, metrolar, uçaklar, fastfood beslenme vs. ile çok ciddi bir kültür krizi geçirecektir.
Hep söylenen “Balık vermek yerine, balık tutacak malzemeyi, bilgiyi vermek” ise nedense bunca yıldır işlemiyor. Fakirliğin olduğu her yerde, büyük savaşlar, örgütler, köktendinci ve etnik kökenli çatışmalar alabildiğine sürüyor. İnsanlar susuzlukla, bir dilim ekmek bulmakla, çekirge sürüleriyle ve salgın hastalıklarla mücadele ederken bir yandan işsizlik tüm umutları yok ederken bu çeteler isyan halindeki çocuk ve gençlere hayal bile edemeyecekleri, yiyeceği, sahiplenmeyi ve gücü, intikamı öneriyor.
Elbette zenginlik herşeyin çözümü değil. Ama insanca bir yaşam bir çok şeyin çözümü.
Bu çözüm yolunda Mikrofinansdan bahsedecek olursak;
Türkiye Grameen Mikrofinans Programı, 2003 yılında ilk olarak Diyarbakır’da başladı. 2012 yılına kadar 58 bin kadına 138 milyon kredi dağıtıldı. Hem de tek bir sözleriyle… Canını dişine takan kadın, kredisini son kuruşuna kadar ödedi.
Kredi dönüş oranı yüzde 100 oldu. “Bazen ödemelerde aksamalar olabiliyor ama bu ya hastalıktan ya da işlerin aksamasından kaynaklanıyor.
Teminata dayalı klasik bankacılık anlayışının tam tersi bir uygulamayla teminatsız kredi veren bir kurumdur. Hedef kitlesi özellikle yoksul kadınlardır.
Kurucusu Bangladeşli Muhammed Yunus, bu projesi nedeniyle 2006 yılında Nobel Barış Ödülü’ne layık görülmüştür. 24 Mart 2008 tarihli Time dergisinin kapağında, ”Dünyayı değiştiren 10 fikirden biri” olarak tanımlanan uygulama, Yunus’a ABD Başkanı Obama tarafından verilen Özgürlük Madalyası’nı da kazandırmıştır.
Fikri bulan ve uygulamaya geçiren Bangladeşli Muhammed Yunus. Bu fırsatın Türkiye’de sunulmasını, duyulmasını, yayılmasını sağlayan ise Türkiye İsrafı Önleme Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Aziz Akgül.
Onlar sayesinde, Mikrofinans alan, dünün yoksul, çaresiz, umutsuz kadınları; yarınlara güvenle bakıyor şimdi. Belki bugün kendilerinin ama aslında bir toplumun kaderini değiştirdiklerinin farkındalar veya değiller!
‘AVRUPA BİRLİĞİ ÖDÜLÜ’ TÜRKİYE’YE
Türkiye’de; İstanbul’dan Kars’a, Bilecik’ten Ardahan’a, Burdur’dan Batman’a, Isparta’dan Diyarbakır’a, Balıkesir’den Samsun’a, Kahramanmaraş’tan Şanlıurfa’ya, 61 şehirde 81 şubesi bulunan Mikrofinans sisteminin Kahramanmaraş uygulaması, 2008 yılında 600 proje içinden Avrupa Birliği Ödülü almıştır. Bu güne kadar 58 bin kadına 138 milyon lira kredi verilmiştir.
MİKRO MUCİZE!
Dünya Bankası verilerine göre;
Dünyada 1,5 milyar insan yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Türkiye’deyse ailelerin yaklaşık yüzde 11’i açlık, yüzde 33’ü yoksulluk sınırının altında.
Türkiye’nin kırsalında bu oran biraz daha yüksek; yüzde 15’e yakını açlık, yüzde 40’dan fazlası yoksulluk sınırının altında.
Güneydoğu Anadolu’ya gelince rakamlar daha da vahimleşiyor. Yüzde 18’e yakını açlık, yüzde 60’a yakını yoksulluk sınırının altında.
Kısacası, mikrofinans uygulamasına en fazla ihtiyaç duyan ülkelerden biri Türkiye.
MİKRO KREDİ’NİN ESASLARI
- Kredinin bir insan hakkı olduğu inancına dayanıyor, hiçbir şeye sahip olmayan fakir kadınlara en yüksek önceliği veriyor.
- Kadının sahip olduğu varlıklara değil, geleceğe dönük çalışma azmi ve potansiyelinin değerlendirmesine dayanıyor.
- En fakir olanlar da dahil olmak üzere bütün insanların sınırsız kabiliyetlerle donanmış olduklarına inanıyor.
- İnsanlara hibe ya da sadaka şeklindeki yardımlar vermeye karşı; tersine borç vererek iş sahibi olmasını ve kendi ayakları üzerinde durmasını sağlıyor. Yani balık vermiyor, ilk balığı tutmasına ön ayak oluyor.
DEĞERLERİ
Dürüstlük ve doğruluk
Şeffaflık ve hesap verebilirlik
Disiplin ve dakiklik
Verimlilik ve saygı
Sürekli gelişime açıklık
MİKRO KREDİ NASIL ALINIYOR?
5 kadının bir araya gelerek, “şöyle bir iş yapacağım, bana kredi verirseniz, size olan borcumu öderim” demesiyle başlıyor süreç.
Ardından 1 haftalık eğitimle kadınların kendine olan güvenleri perçinleniyor ve bu sürenin sonunda, yapacakları işe göre kredilerini alıyorlar.
İlk kez başvuranlar, ilk yıl için 100 ila 1000 lira arasında kredi alıyor. 1 yıl vadeli verilen kredisini düzenli ödeyenlerin limiti ikinci yıl 2 bin liraya kadar çıkıyor. Sonraki yıllarda ise katlanarak artıyor.
BANKALAR NE YAPMIYORSA O
Bu kredi sisteminde, kişinin beyanı esas. Bir evrak istenmiyor, teminat ve kefalet aranmıyor, icra ve mahkemeye asla müracaat edilmiyor. Yunus bunu şöyle açıklıyor dünyaya: “Biz klasik bankalar ne yapar diye baktık ve onların yaptıklarının tersinden kurallar oluşturduk. Mikrofinans, tam tersine dönmüş bir bankacılık sistemidir.”
Bu tersine kurallar şöyle işliyor: Mesela, ticari bankalardan kredi alırken ne olur? Ne kadar fazla teminatınız varsa, o kadar fazla kredi alırsınız. Mikrofinans ise ne kadar aza sahipseniz, o kadar fazla önceliğiniz var. Türkiye’de en aza sahip olanlar kim, fakir kadınlar. Dolayısıyla bu sistemin temel felsefesi, “kredi bir insan hakkıdır” ve önceliği hiçbir varlığı ve geliri olmayan fakir kadınlar.
YAPACAĞINIZ BAĞIŞIN ÖNEMİ
Mikrofinans şubeleri, kişi veya kuruluşlardan sağlanan bağışlar ve İl Özel İdaresi Kanunu çerçevesinde sağlanan fonlarla oluşturuluyor. HSBC, Citibank, Whole Planet Foundation, Açık Toplum Vakfı, bazı belediyeler destekliyor. Kaynağın önemli bir kısmı ise bağışçılardan geliyor. Her yeni bağış, yeni bir ya da birçok kadına destek anlamına geliyor. Bazı şubelere, hem işletme, hem de Mikrofinans olarak verilecek finansmanın tamamını sağlayan bağışçıların adı veriliyor.
Fakirlik utanılanıcak bir şey değildir. Ama giderilebilecek bir şeydir. Bir zamanlar Hindistan’da bahçeler ve saraylar içinde yaşayan racaların halkın kullandığı metal parayı hiç görmemiş, dokunmamış olmakla övündüklerini okuduklarımızdan hatırlıyoruz. Dünya kuruldu kurulalı, insanların istekleri ve eldeki imkanların dağılışı arasında yoğun bir mücadele yaşanmış.
Günümüzde ise küreselleşme ile birlikte, fakir 3. Dünya ülkeleri ile Modern G-8 ülkeleri arasında artık kapatılamaz bir uçurum var. Öyle ki Afrikalı yoksul bir çocuğu alıp Avrupa’da bir gün geçirmeye zorlasanız, playstationlar, metrolar, uçaklar, fastfood beslenme vs. ile çok ciddi bir kültür krizi geçirecektir.
Hep söylenen “Balık vermek yerine, balık tutacak malzemeyi, bilgiyi vermek” ise nedense bunca yıldır işlemiyor. Fakirliğin olduğu her yerde, büyük savaşlar, örgütler, köktendinci ve etnik kökenli çatışmalar alabildiğine sürüyor. İnsanlar susuzlukla, bir dilim ekmek bulmakla, çekirge sürüleriyle ve salgın hastalıklarla mücadele ederken bir yandan işsizlik tüm umutları yok ederken bu çeteler isyan halindeki çocuk ve gençlere hayal bile edemeyecekleri, yiyeceği, sahiplenmeyi ve gücü, intikamı öneriyor.
Elbette zenginlik herşeyin çözümü değil. Ama insanca bir yaşam bir çok şeyin çözümü.
Bu çözüm yolunda Mikrofinansdan bahsedecek olursak;
Türkiye Grameen Mikrofinans Programı, 2003 yılında ilk olarak Diyarbakır’da başladı. 2012 yılına kadar 58 bin kadına 138 milyon kredi dağıtıldı. Hem de tek bir sözleriyle… Canını dişine takan kadın, kredisini son kuruşuna kadar ödedi.
Kredi dönüş oranı yüzde 100 oldu. “Bazen ödemelerde aksamalar olabiliyor ama bu ya hastalıktan ya da işlerin aksamasından kaynaklanıyor.
Teminata dayalı klasik bankacılık anlayışının tam tersi bir uygulamayla teminatsız kredi veren bir kurumdur. Hedef kitlesi özellikle yoksul kadınlardır.
Kurucusu Bangladeşli Muhammed Yunus, bu projesi nedeniyle 2006 yılında Nobel Barış Ödülü’ne layık görülmüştür. 24 Mart 2008 tarihli Time dergisinin kapağında, ”Dünyayı değiştiren 10 fikirden biri” olarak tanımlanan uygulama, Yunus’a ABD Başkanı Obama tarafından verilen Özgürlük Madalyası’nı da kazandırmıştır.
Fikri bulan ve uygulamaya geçiren Bangladeşli Muhammed Yunus. Bu fırsatın Türkiye’de sunulmasını, duyulmasını, yayılmasını sağlayan ise Türkiye İsrafı Önleme Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Aziz Akgül.
Onlar sayesinde, Mikrofinans alan, dünün yoksul, çaresiz, umutsuz kadınları; yarınlara güvenle bakıyor şimdi. Belki bugün kendilerinin ama aslında bir toplumun kaderini değiştirdiklerinin farkındalar veya değiller!
‘AVRUPA BİRLİĞİ ÖDÜLÜ’ TÜRKİYE’YE
Türkiye’de; İstanbul’dan Kars’a, Bilecik’ten Ardahan’a, Burdur’dan Batman’a, Isparta’dan Diyarbakır’a, Balıkesir’den Samsun’a, Kahramanmaraş’tan Şanlıurfa’ya, 61 şehirde 81 şubesi bulunan Mikrofinans sisteminin Kahramanmaraş uygulaması, 2008 yılında 600 proje içinden Avrupa Birliği Ödülü almıştır. Bu güne kadar 58 bin kadına 138 milyon lira kredi verilmiştir.
MİKRO MUCİZE!
Dünya Bankası verilerine göre;
Dünyada 1,5 milyar insan yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Türkiye’deyse ailelerin yaklaşık yüzde 11’i açlık, yüzde 33’ü yoksulluk sınırının altında.
Türkiye’nin kırsalında bu oran biraz daha yüksek; yüzde 15’e yakını açlık, yüzde 40’dan fazlası yoksulluk sınırının altında.
Güneydoğu Anadolu’ya gelince rakamlar daha da vahimleşiyor. Yüzde 18’e yakını açlık, yüzde 60’a yakını yoksulluk sınırının altında.
Kısacası, mikrofinans uygulamasına en fazla ihtiyaç duyan ülkelerden biri Türkiye.
MİKRO KREDİ’NİN ESASLARI
- Kredinin bir insan hakkı olduğu inancına dayanıyor, hiçbir şeye sahip olmayan fakir kadınlara en yüksek önceliği veriyor.
- Kadının sahip olduğu varlıklara değil, geleceğe dönük çalışma azmi ve potansiyelinin değerlendirmesine dayanıyor.
- En fakir olanlar da dahil olmak üzere bütün insanların sınırsız kabiliyetlerle donanmış olduklarına inanıyor.
- İnsanlara hibe ya da sadaka şeklindeki yardımlar vermeye karşı; tersine borç vererek iş sahibi olmasını ve kendi ayakları üzerinde durmasını sağlıyor. Yani balık vermiyor, ilk balığı tutmasına ön ayak oluyor.
DEĞERLERİ
Dürüstlük ve doğruluk
Şeffaflık ve hesap verebilirlik
Disiplin ve dakiklik
Verimlilik ve saygı
Sürekli gelişime açıklık
MİKRO KREDİ NASIL ALINIYOR?
5 kadının bir araya gelerek, “şöyle bir iş yapacağım, bana kredi verirseniz, size olan borcumu öderim” demesiyle başlıyor süreç.
Ardından 1 haftalık eğitimle kadınların kendine olan güvenleri perçinleniyor ve bu sürenin sonunda, yapacakları işe göre kredilerini alıyorlar.
İlk kez başvuranlar, ilk yıl için 100 ila 1000 lira arasında kredi alıyor. 1 yıl vadeli verilen kredisini düzenli ödeyenlerin limiti ikinci yıl 2 bin liraya kadar çıkıyor. Sonraki yıllarda ise katlanarak artıyor.
BANKALAR NE YAPMIYORSA O
Bu kredi sisteminde, kişinin beyanı esas. Bir evrak istenmiyor, teminat ve kefalet aranmıyor, icra ve mahkemeye asla müracaat edilmiyor. Yunus bunu şöyle açıklıyor dünyaya: “Biz klasik bankalar ne yapar diye baktık ve onların yaptıklarının tersinden kurallar oluşturduk. Mikrofinans, tam tersine dönmüş bir bankacılık sistemidir.”
Bu tersine kurallar şöyle işliyor: Mesela, ticari bankalardan kredi alırken ne olur? Ne kadar fazla teminatınız varsa, o kadar fazla kredi alırsınız. Mikrofinans ise ne kadar aza sahipseniz, o kadar fazla önceliğiniz var. Türkiye’de en aza sahip olanlar kim, fakir kadınlar. Dolayısıyla bu sistemin temel felsefesi, “kredi bir insan hakkıdır” ve önceliği hiçbir varlığı ve geliri olmayan fakir kadınlar.
YAPACAĞINIZ BAĞIŞIN ÖNEMİ
Mikrofinans şubeleri, kişi veya kuruluşlardan sağlanan bağışlar ve İl Özel İdaresi Kanunu çerçevesinde sağlanan fonlarla oluşturuluyor. HSBC, Citibank, Whole Planet Foundation, Açık Toplum Vakfı, bazı belediyeler destekliyor. Kaynağın önemli bir kısmı ise bağışçılardan geliyor. Her yeni bağış, yeni bir ya da birçok kadına destek anlamına geliyor. Bazı şubelere, hem işletme, hem de Mikrofinans olarak verilecek finansmanın tamamını sağlayan bağışçıların adı veriliyor.
BALIKESİR ŞUBESİ
Adres: Eski Kuyumcular Mahallesi, Mekik Sokak Özmerkez İş ve Ticaret Merkezi Kat:1 No:111 BalıkesirYetkili: Ebru Özalp
Telefon: 02662394095
Skype: tgmp.balikesir.subesi
Eposta: balikesirsube@tgmp.net
BANDIRMA ŞUBESİ
Adres: Hacıyusuf Mah. Hükümet Konağı Zemin Kat Bandırma/BalıkesirYetkili: Özlem Bolat
Telefon: 05301439465
Skype: tgmp.bandirmabirimi
Eposta: bandirmabirimi@tgmp.net
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder