* Ne kılığa girerse girsin Tanrı herkesi tanır.
* Ban alışılagelmişin üstünde bir eşya yaratabilecek bir odun parçasına bakan marangozlar gibi bakıyorlardı.
* Bazen zekamın gelişmesini yöneten gücün, bütün ağırlığıyla üstüme çöktüğünü hissediyordum.
* İnsanın eleştiri hakkı olabilmesi için, bir gerçeğe inanması gerekir.
* Keskin sözcüklerin altında çoğunlukla zayıf ve iki yüzlü düşünceler yatar.
* İnsanlar unutmaya avunmaya çalışıyorlar, öğrenmeye değil.
* Bu gün de halklar düşmanlarıyla birlik olup gerçek dostlarının üstüne yürüyorlar. Ama halklar bunu kendi rızalarıyla yapmıyorlar, onları bu yola itiyorlar, bunu yapmaya zorluyorlar. Sizin Flavis'unuz benim ne işime yarar.
* Bu soru karşıma bir duvar gibi dikilmişti: Eğer hayat bu dünyada mutluluğu ele geçirmek için yapılan sürekli bir kavgaysa, acıma ve aşk bu kavganın başarısını engellemekten başka bir işe yarayabilir miydi?
* İnsanı bağlayabilecek yalnız budur. İnsan hayatı sevmezse, onu anlayamaz da. Hayatın yasası kavgadır diyenler sonunda mahvolmaya mahkum ruhlardır. Tıpkı ateşin ateşle söndürülemeyeceği gibi kötülük de kötülükle alt edilemez.
* Ve beni dinledikten sonra parmak uçlarıyla masaya vurarak, insanın her yerde insan olduğunu, amacın toplumsal durumu düzeltmek değil, gelecek aşkıyla ruhu yüceltmek olduğunu anlattı.
* İnsan ne kadar aşağılarda olursa, gerçek hayata, kutsal bilgeliğe o kadar yakın olur.
* Ama hiç bir şey zamanında varamıyor, ne biriyle ne de diğerleriyle yaşıyor ve tanımadığım güçlü bir elin görünmeyen bir kamçıyla indirdiği darbelerin altında topaç gibi dönüp duruyordum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder